Sesli Kuran-ı Kerim
Trend

Maun Suresi (107.sure)

Genellikle insanlar bir dine inandıklarını, dolayısıyla doğru yolda olduklarını, sonuçta mutlu olacaklarını, kendi dinlerine inanmayanların ise yanlış yolda olduklarını, dolayısıyla bedbaht olacaklarını söylerler.

Maun Suresi

Kuranı Kerim’in 107.suresi olan Maun Suresi
Maun, zekât vermek yahut bir şeyi geçici olarak kullanması için birine vermek şeklinde yardım demektir. Alimlerin çoğuna göre tamamı Mekke’de inmiştir, 7 ayettir. Dini yalanlayan, iyilikten uzak duran kimseler hakkında inmiştir.

“Gördün mü?” sorusu, burada şaşılacak bir tutumdan söz edileceğine, dolayısıyla konunun önemine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Ayetteki din kelimesi, bilinen anlamı yanında “Allah’ın hükmü” veya “uhrevî yargı” manasında da anlaşılabilir (bk. Taberî, XXX, 310).

Ancak bunların birini inkar eden diğerlerini de inkar etmiş olacağı için sonuç değişmemektedir. Genellikle insanlar bir dine inandıklarını, dolayısıyla doğru yolda olduklarını, sonuçta mutlu olacaklarını, kendi dinlerine inanmayanların ise yanlış yolda olduklarını, dolayısıyla bedbaht olacaklarını söylerler. Nitekim Hz. Peygamber zamanındaki yahudiler, hıristiyanlar hatta putperest Araplar bile böyle olduklarını iddia ediyorlardı (bk. Bakara 2/113). Yüce Allah bu surede asıl dini yalan sayıp inkar edenleri tarif ederek bunların kimler olduklarını ortaya koymuştur.

Bunlar kimsesiz ve yardıma muhtaç durumda bulunan yetimi küçümseyerek onu itip kakan, yoksullara kendisi yardım etmediği gibi başkalarını da buna teşvik etmeyen kimselerdir. Kuşkusuz bu özellikler birer örnektir; dini yahut ahiret sorgusu ve yargısını inkar edenlerin başka özellikleri de bulunmakla birlikte burada Hz. Peygamber dönemindeki inkarcıların toplumsal ahlakla ilgili en belirleyici ve yıkıcı tutumlarına iki örnek zikredilmiştir.

İlgili Makaleler

Nitekim ayetin, putperestlerin tipik şahsiyetlerinden olan as b. Vail hakkında indiği belirtilir (Razî, XXXII, 111). Bununla birlikte ayetin genel amacı, insan sevgisinden mahrumiyetin en belirgin tezahürleri olan bu tür davranışları sergileyenleri kınamak ve bu yaptıklarının Allah katında en büyük kötülüklerden olduğuna, bunların temelinde dini, Allah’ın hükümlerini yahut ahireti inkar etmenin bulunduğuna insanların dikkatini çekmektir (İbn aşur, XXX, 564).

Yetim ve yoksul, toplumun zayıf ve himayeye muhtaç kesimlerini temsil eder. Bunları küçümseyerek hakaret eden, itip kakan kimse toplumdaki zayıfların haklarını çiğniyor demektir. Dinin insanlığa yönelik en büyük hedefi ise insanlar arasında sevgi ve dayanışmayı, paylaşmayı sağlamak, sıkıntıların da mutlulukların da paylaşıldığı bir insanlık bilinci oluşturmaktır.

Bu ayetler, bir taraftan bu tür davranışlar sergileyenleri kınarken diğer taraftan da gerçek dindarları yetim ve yoksullar gibi himayeye muhtaç olanlara yardım etmeye özendirmekte; ihtiyaç sahiplerine yardım konusunda başkalarını teşvik etmenin, hatta bunun için hayır kurumları oluşturarak sosyal yardımı daha verimli, düzenli ve sürekli hale getirmenin gereğini vurgulamaktadır.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla.

  1. Dini yalanlayanı gördün mü?
  2. İşte o, yetimi itip kakar;
  3. Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;
  4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,
  5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar.
  6. Onlar gösteriş yapanlardır,
  7. Ve hayra da mani olurlar.

Maun Suresi

Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu