Allah Dostlarından Sözler

Müslümanın niyeti amelinden hayırlıdır

"Bir kimse, gece kalkar namaz kılarım" deyip yatağına yatsa, fakat kalkmayıp sabaha kadar uyusa, amel defterine niyet ettiği namazın sevabı yazılır.

Müslümanın niyeti amelinden hayırlıdır

Müslüman, her an Allah Teala’nın hoşnutluğunu kazanmak gayreti içinde olursa, her türlü çalışması ve ameli bu halis niyeti sayesinde ibadet hükmüne geçer.

Yolumuzun büyükleri niyete son derece önem vermişlerdir. Zira amellerin temeli niyettir. Niyet eğer ihlâslı ise fayda verir. Allah için olmayan bir niyetle yapılan amel riyadır, riya ile yapılan amel ise Allah Teala’nın gazabına sebep olur. Rasulullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki:

“Bir kimse, gece kalkar namaz kılarım” deyip yatağına yatsa, fakat kalkmayıp sabaha kadar uyusa, amel defterine niyet ettiği namazın sevabı yazılır. Uykusu da kendisine Rabbi tarafından bir sadaka olur.” (İbn-i Mace)

Niyetler gizlidir ve gizli amellerin sevabı kat kat verilir

Sehl bin Sa’d es-Saidî (r.a) Rasulullah’ın şöyle buyurduğunu rivayet eder:

“Müminin niyeti amelinden daha hayırlıdır. Münafığın ise ameli niyetinden daha hayırlıdır. Herkes niyetine göre amel eder. Mümin bir amel işlediği zaman kalbinde bir nur harekete geçer.” (Taberanî) Ebu Talib el-Mekkî bu hadisin açıklamasında der ki:

İlgili Makaleler

“Niyetler gizlidir ve gizli amellerin sevabı kat kat verilir. Niyet gaybîdir ve gaybı Allah’tan başka kimse bilmez. Aynı zamanda Allah Teala, bir kula niyeti bahşettiği zaman ihlâsı da bahşeder ve o kişiyi niyetine gelebilecek afetlerden korur. Bu durum onun için hazırlanmış bir lütuftur. Niyet her amelin şartıdır; niyetsiz hiçbir amel geçerli olmaz.”

Abdurrahim bin Yahya el-Esved “Müminin niyeti amelinden daha hayırlıdır…” (Suyutî) hadis-i şerifiyle ilgili olarak şöyle der: “Müminin ameldeki ihlâsı, yaptığı amelinden daha hayırlıdır.” (el-Mekkî, Kutu’l-Kulub) Ebu Kebşe el-Enmarî’nin (r.a) rivayet ettiği hadis-i şerifte Rasulullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “İnsanlar dört kısımdır:

Birincisi, Allah Teala’nın ilim ve mal verdiği kimsedir; o, malını ilmin gösterdiği şekilde harcar.

İkincisi; kendisine ilim verilip mal verilmeyen kimsedir; o, şöyle der: “Allah Teala şu kişiye vermiş olduğu malı bana vermiş olsaydı ben de onun yaptığı gibi yapardım.” Bu ikisi sevapta eşittirler.

Üçüncüsü; Allah Teala’nın kendisine mal verip ilim vermediği kimsedir; o, malını cahilce saçıp savurarak boş yere harcar.

Dördüncüsü; kendisine ne mal ne de ilim verilmiş kişidir; o, üçüncü kimseye bakarak şöyle der: ‘Allah Teala şu kişiye vermiş olduğu malı bana da vermiş olsaydı, ben de onun yaptığı gibi yapardım.’ Bu ikisi de günahta eşittirler.” (Tirmizi)

Hak Teala niyetinin güzelliği ile ikinciyi birinci kimse ile ortak yapmış; aynı şekilde kötü niyetinden dolayı da dördüncü kimseyi üçüncü ile günahta eşit ve ortak yapmıştır.

Dinimizde yapılan amellerin değeri niyete göre belirlendiği için, bir mazeret nedeniyle yapılamayan amellerden dolayı da müminler, iyi niyetlerinden ötürü, sanki o ameli işlemiş gibi ecir kazanırlar. Enes bin Malik’in (r.a) rivayet ettiği hadisi şerifte bu husus şöyle ifade edilmiştir: Rasulullah (s.a.v) Tebük Gazvesi’nden dönüşte şöyle buyurdu:

“Medine’de kalan bazı kimseler vardır ki aşmış olduğumuz her vadi ve kafirleri kızdırmak maksadıyla attığımız her adım, yaptığımız her harcama, katlandığımız her yorgunluk ve çektiğimiz her açlık için, Medine’de oldukları halde onlar için de bir sevap yazıldı!” Sahabe-i Kiram “Ey Allah’ın Rasulü! Bu nasıl olur?” diye sordular. Rasul-i Ekrem (s.a.v) buyurdular ki:

“Onlar mazeretleri sebebiyle bizimle birlikte gelemediler; niyetleri bizimle birlikte olmaktı, bunun için kazandığımız sevaba ortak oldular!”

Haram bir iş iyi niyetle helal olmaz

İyi niyetin güzel sonuç vermesi, amelin salih olmasına bağlıdır. Kötü amelde iyi niyet fayda vermez. Haram bir fiil bile bile işlenirse, iyi niyetten dolayı helal olmaz, işleyene de fayda vermez. Münafık bir kimse görünüşte güzel işler yapabilir. Namaz kılar, hacca gider, sadaka verir, fakat niyeti Allah rızası olmadığından, yaptığı iyi işlerin bir faydasını göremez.

Gavs-ı Sani Hazretleri’nin sohbetinden

Niyet sağlam olursa hem dünyayı kazandırır, hem ahreti. Allah için çalışmak, ebedi hayat için çalışmak, aslında insanın kendisi için çalışmasıdır. Hz. Peygamber (s.a.v) bir hadisi şeriflerinde

“Dünya ve içindekiler melundur, Allah lanet etmiştir. Allah rızası için yapılan işler bunun dışındadır” buyurur.

Bunun için niyet çok mühimdir. Niyet sağlam olursa hem dünyayı kazandırır, hem ahireti kazandırır. Gavs (k.s) bu hadise binaen şöyle buyurdu: “Bir insan sabah kalktığında elbisesini giyerken, abdest alırken, işe gitmeden önce; ‘Ya Rabbi senin için çalışıyoruz, sen rezzak-ı mutlaksın, çalışmasak da rızkımızı verirsin. Sen çalışmayı vacip kılmışsın. Ailem için, çoluk çocuğum için çalışmayı vacip kılmışsın; bu vacip görevimi yerine getirmek için çalışıyorum” diye niyet etse, akşama kadar camide ibadet etmiş, vaktini secdede geçirmiş gibi sevap alır.

M.Saki ElHüseyni
Müslümanın niyeti amelinden hayırlıdır
Nasihatler
Cezbe Nedir, Ne Demektir? (1)

Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu