Efendimize Dair

Peygamberimize saygısızlığın cezası

O bölgenin bir köyünde imamlık görevi aldım. Aradan onbeş sene geçmişti. Yine bölgenin zenginlerinden birisi Hz. Resulullah’ın (s.a.v) doğumunu kutlamak için mevlit okutuyordu.

Peygamberimize saygısızlığın cezası

Medineli Şeyh Muhammed Sadaka’nın (rah) Muhammed Sadaka (k.s), Nakşibendî büyüklerinden bir zattır. Sultan II. Abdülhamid devrinde yaşamıştır. Oğlu Şeyh Abdülaziz (rah), bizzat yaşadığı şu olayı anlatmıştır:

“Ben Suriye’de talebe idim. O bölgenin zenginlerinden birisi alemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz için mevlid okutuyordu. Mevlide biz de katıldık. mevlidte Hz. Resûlullah’ın (s.a.v) doğum anını anlatan bölüm okunurken cemaat ayağa kalktı. O sırada mevlidte bulunan bir hoca, ayağa kalkmadı. Hoca, mevlid sırasında ayağa kalkmanın dinde bir yeri ve delili olmadığını zannederek ayağa kalkmamıştı. Kimse ona karışmadı. Mevlid bitti dağıldık.

Peygamberimize saygısızlığın cezası

Ben okudum, medreseden mezun oldum. O bölgenin bir köyünde imamlık görevi aldım. Aradan onbeş sene geçmişti. Yine bölgenin zenginlerinden birisi Hz. Resulullah’ın (s.a.v) doğumunu kutlamak için mevlid okutuyordu. Beni de çağırdılar, gittim. Mevlid okunmaya başlayınca cemaatin içinden birisi hemen ayağa kalktı, edebe geçti, ellerini bağladı, boynunu büküp okunan mevlidi öylece dinlemeye başladı. Ben, kim bu adam diye bakınca, kendisini tanıdım.

Bu adam, onbeş sene önceki mevlidte ayağa kalkmayan hoca idi. Hayret ettim, sabırsızlıkta mevlidin bitmesini bekledim. mevlidten sonra, hocanın yanına vardım. Kendimi tanıttım, o ilk karşılaştığımız mevlidi hatırlattım. Sonra edeple,

-“Hocam, o gün öyle yaptınız, bu gün de böyle yaptınız. Lütfen bunun sebebini açıklar mısınız?” diye sordum. Hoca, anlatayım dedi ve şunları anlattı:

“Ben, Hz. Resûlullah’ın (s.a.v) doğum anını anlatan bölümü dinlerken ayağa kalmadığım o mevlidten sonra eve döndüm. O gece bir rüya gördüm. Bir grup insanla bir odada oturuyorduk. Birden herkes ayağa kalktı. Hz. Resûlullah’ın (s.a.v) geldiğini söylediler. Ben de kalkmaya davrandım, Hz. Resûlullah (s.a.v), bana, “Sen öyle kal!” dedi. O anda rüyadan uyandım, kendimi oturur vaziyette buldum, yerimden kalkamıyordum. Felç olmuştum. Yedi yıl felçli hâlim devam etti. Kendi ihtiyaçlarımı göremez oldum.

Her hizmetimi hanımım yapıyordu. Namazlarımı yatakta, oturduğum yerde kılıyordum. Bir gün hanımım beni yıkadı, gusül abdesti aldırdı. Oturduğum yerde iki rekat hacet namazı kıldım. Ellerimi açıp yüce Allah’a yalvardım. Hz. Resûlullah’a (s.a.v) yöneldim, beni affedip şefaat etmesi için ağladım, sızladım. Saatlerce böyle devam ettim. Artık dua edecek ve ağlayacak takatim kalmamıştı. Bu yorgunluk içinde olduğum yerde uyuyakaldım.

Uykumda yine bir rüya gördüm. Rüyamda bir odada bulunuyordum. Etrafımda bir grup insan vardı. Herkes birden ayağa kalktı. Baktım ki Hz. Resûlullah (s.a.v) odaya teşrif etti. Alemlere rahmet Efendimiz (s.a.v) bana doğru baktı ve tebessüm ederek,

“Ayağa kalkabilirsin” buyurdu. Birden rüyadan uyandım. Baktım ki ayaktayım. İyi olmuştum. Ben de, ‘Bundan sonra ne zaman Hz. Resûlullah’ın (s.a.v) mevlidi okunursa, başından sonuna kadar ayakta dinleyeceğim diye Allah’a söz verdim, yemin ettim. Onun için böyle yaptım.”

Bu olayı dinleyen ve mevlid sırasında ayağa kalkmanın dindeki delilini soran yirmi kadar âlim,

-“Bu delil bize yeter” demişlerdir.

Peygamberimize saygısızlığın cezası
(Dilaver Selvi, Ateşin Yakamadığı Aşık, syf;118-120)
Peygamberlik Sırası

Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu