Sesli Kuran-ı Kerim
Çok Okunuyor

Kafirun Suresi (109.sure)

Sizin dininiz size, benim dinim banadır” şeklinde tercüme ettiğimiz 6. âyet, daha geniş kapsamlı ve daha vurgulu bir şekilde önceki âyetleri tekit (kuvvetlendirme) eder ve bu iki din arasında uzlaşmanın olamayacağını gösterir.

Kafirun Suresi

Kuranı Kerim’in 109.suresi olan Kafirun Suresi. Kafirlerden bahseder. Mekke devrinde nazil olmuştur. 6 ayettir.
Tevhid ilkesinin sembolü olarak Mekke döneminin ilk yıllarında inen bu surede Mekkeli müşriklerin şahsında bütün putperestlere ilân edilmek üzere iman ile şirkin ayrı şeyler olduğu.

Bu iki inanç sistemi arasında bir benzerlik bulunmadığı, dolayısıyla ikisinin birlikte bulunmasının, iki inanç arasında bir uzlaşmaya gidilmesinin mümkün olmadığı kesin olarak ifade edilmiştir.

Bazı müfessirlere göre 2-3. ayetlerde, gelecekte Hz. Peygamber’in müşriklerin taptığına tapmayacağı, onların da Hz. Peygamber’in taptığına tapmayacakları ifade edilmiş; 4-5. âyetlerde ise hali hazırda da onların tutumlarının farklı olmadığı bildirilmiştir.

İlgili Makaleler

Ancak Şevkânî bu yorumu reddetmekte, 4-5. âyetlerin 2-3. âyetlerdeki gerçeği pekiştirdiğini söylemekte; bu tekrarlara dil kurallarından ve Arap şiirinden örnekler getirmekte, Hz. Peygamber’in hadislerinde de benzer tekrarların bulunduğunu ifade etmektedir.

Bizim tercihimiz de bu yöndedir. Zira 2-3. âyetlerde Hz. Peygamber’in şahsında müminlerin sadece bir Allah’a kulluk etmeleri emredilmiş, Allah’a ortak koşanlarla gerek inanç gerekse ibadet bakımından hiçbir şekilde benzerliklerinin bulunmadığı vurgulanmıştır.

4-5. âyetlerde ise Hz. Peygamber’i kendi dinlerine döndürmek isteyen putperestlerin ümidini kırmak maksadıyla söz tekrar edilmiştir. “Sizin dininiz size, benim dinim banadır” şeklinde tercüme ettiğimiz 6. âyet, daha geniş kapsamlı ve daha vurgulu bir şekilde önceki âyetleri tekit (kuvvetlendirme) eder ve bu iki din arasında uzlaşmanın olamayacağını gösterir. Zira bu iki dini uzlaştırmak, hak ile bâtılı uzlaştırmak anlamına gelir.

Son ayetten din, vicdan ve ibadet özgürlüğünün esas olduğu, kimsenin herhangi bir dine girmeye zorlanamayacağı anlamının da çıkarılabileceğini düşünen bir kısım müfessirler bu âyetin müşriklere karşı savaşılmasını emreden âyetle (bk. Tevbe 9/36) neshedildiğini yani hükmünün kaldırıldığını ileri sürmüşlerdir.

Ancak bizim de katıldığımız görüşe göre âyetin hükmü kaldırılmamıştır; çünkü burada bir emir veya yasak değil, bir vâkıanın tesbiti ve ifade edilmesi (haber) söz konusudur; haber ise Allah’tan olduğu için gerçektir, hükmü değişmez (bk. Şevkânî, V, 600).

Bu âyet, bir vâkıa tesbiti olduğu ve müslümanların zayıf durumda bulundukları bir dönemde indiği için ondan din ve vicdan özgürlüğü anlamının çıkarılamayacağı da düşünülebilir. Kuşkusuz İslâm’da din, vicdan ve ibadet özgürlüğü vardır; ancak bu özgürlükler Medine döneminde inen âyetlerde ifade edilmiş, müslümanların hâkim oldukları zaman ve mekânlarda uygulanmış, hayata geçirilmiştir.

Rahman ve Rahim (olan) Allah’ın adıyla.

  1. Ey Muhammed! De ki: “Ey kafirler!
  2. “Ben sizin taptıklarınıza tapmam.”
  3. “Benim taptıgıma da sizler tapmazsınız.”
  4. “Ben de sizin taptığınıza tapacak dağilim.”
  5. “Benim taptığıma da sizler tapmıyorsunuz.”
  6. “Sizin dininiz size, benim dinim banadır.”

Kafirun Suresi

Antika ve Porselen Tamiri Antika Hastanesi

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu