Geçmiş Zaman Olur ki

Tih Hadisesi

Kölelik psikolojisinden kurtulamayan eski nesil tamamen ortadan kalkacak ve yerine özgürlüğün kıymetini bilen bir nesil gelmiş olacaktı.

Tih Hadisesi

Hz. Mûsâ, İsrâiloğullarına, Allah’ın kendilerine vaat ettiği eski topraklarını ele geçiren düşmanları ile savaşarak geri almalarını ve bu kutsal topraklara yerleşmelerini emretti.

Ancak onların verdiği cevap yerleri ve gökleri titretecek kadar tüyler ürpertici idi: “Sen ve Rabbin birlikte gidip savaşın, biz burada oturup bekleyeceğiz.” Bu söz gayretullaha dokunmuştu. Bu sözün üzerine Allah İsrâiloğullarını tam kırk yıl Tih sahrasına mahkûm etti.

Öyle ki Hz. Musa da dâhil o nesilden hiç kimse bu kutsal topraklara giremeyecekti. Böylece kölelik psikolojisinden kurtulamayan eski nesil tamamen ortadan kalkacak ve yerine özgürlüğün kıymetini bilen bir nesil gelmiş olacaktı. Artık çölde avare kasnak gibi tam kırk yıl boyunca dönüp dolaşmaya başladılar. Ancak Allah yine de yardımını göndermeye devam etti.

İlgili Makaleler

Gökten bıldırcın eti ve kudret helvası indirerek ve bir kayadan on iki pınar fışkırtarak onları aç ve susuz bırakmadı . İsrâiloğulları nankörlüğe o kadar alışmışlardı ki, bütün bunlar onların itaatını artıracağı yerde isyanlarına sebep oluyordu. Bu nimetlerden bıktıklarını söyleyerek soğan, sarımsak, acur, salatalık istediler. Bu istekleri aslında onların Mısır’daki esaret günlerine özlem duyduklarının göstergesiydi.

Bu tespitten hemen sonra gelen kırk yıllık sürgün cezası öncesi gerçekleşmiş olan olaylar anlatılmaktadır. “Hz. Musa bir ara kırk günlüğüne Tûr dağına çıkmıştı. Yüce Rabbinin kendisine vereceği yeni direktifleri alıp nankör halkına iletecekti. O gelinceye kadar yerine kardeşi Hz. Harun vekâlet etmişti.

Hz. Mûsâ Tûr dağında iken Sâmirî isimli bir alçak altından bir buzağı heykeli yaparak “İşte sizin de rabbiniz, Mûsâ’nın da rabbi budur ama o rabbini unuttu” diye iftira dolu sözlerle İsrâiloğullarını buzağıya tapınmaya davet etti. İsrâiloğullarının Mısır’dan çıktıkları günden beri nankörlük üstüne nankörlük, isyan üstüne isyan etmeleri ve asla yola gelmeyecek gibi davranmaları bir kere daha gayretullahı harekete geçirdi. Bu sefer Allah, Tûr dağını onların tepelerinin üzerine kaldırarak başlarına geçirmekle tehdit etti.”

Tih Hadisesi

Kavmine söz geçiremediğinden yakınan Musa’ya, Allah Teâlâ: “Orası onlara kırk yıl haram kılındı. Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar. Sen, yoldan çıkmış bir millet için tasalanma” dedi” (el-Maide, 5/26). Zamanla, bu zillet içinde yasayan nesil, yerini hürriyetle yetişen ve izzetle yasayan bir nesle terk etti.

Bunlar da bir müddet sonra Arz-ı Mukaddes’e girmeye muvaffak oldular. İsrailoğulları, bu kırk yıl içinde çok çeşitli sapıklıklarda bulundular. Hz. Musa’nın Tur dağında kırk gün geçirdiği bir zamanda, Sâmirî isimli bir şahsın imal ettiği ve “iste sizin de Musa’nın da tanrısı” dediği altından bir buzağıya tapmaya başladılar. Musa (a.s) döndüğünde onları buzağıya tapınır görünce çok üzüldü. Harun (a.s)’a çıkıştı. İsrailoğullarını buzağıya tapınmaktan vazgeçirmeye çalıştı.

İsrailoğulları ise, her fırsatta ikiyüzlülüklerini sergilediler. Musa (a.s), hayatı boyunca tevhid yolunda mücadele etti. Bu uğurda pek çok eziyetle karşılaştı. Yurdundan çıkarıldı, ölümle tehdit edildi ve etrafında kendisiyle beraber, inanan pek az insan bulabildi. Anlaşılacağı üzere bu örnekte de İsrailoğullarının çöl sürgünü cezası sonrası anlatılan olayların kronolojisi öncesi olaylar ile yer değiştirilmiştir.

Tih Hadisesi

Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu