İlmihal
Çok Okunuyor

Nikahla şaka olmaz

Erkek istediği zaman bir kadını, ‘Seni boşadım!’ cümlesiyle boşayıp bir anda evin dışına bırakabiliyor. Bir yuva bir kelimeye kurban edilir mi?" Esasında mesele hiç de böyle değildir. Evet, dinimizde ailenin reisi erkektir; boşama yetkisi ondadır, fakat bu reis keyfince yaşayan ve boşayan biri değildir.

Nikahla şaka olmaz

İman konusunda olduğu gibi, hanımını boşama mevzusu da şaka kabul etmez. Bir mümin şakadan da olsa, “Ben dinden çıktım!” diyemez. İman esaslarını şakayla da olsa inkar edemez, küçümseyemez, alaya alamaz. Bunlardan her zaman sakınmalı ve diline sahip olmalıdır. Çünkü bu işlerin şakası da ciddi kabul edilir. Yapanın hemen tövbe edip imanını tazelemesi gerekir.

Aynı şekilde bir erkek hanımına karşı kullanacağı boşama sözlerine de dikkat etmeli. Erkek, şakadan da olsa hanımına “Seni boşadım” şeklinde bir hitapta bulunamaz; bulunursa sözü ciddiye alınır, boşanma gerçekleşir. Bir kimse boşama niyeti olmadan gayri ciddi bir şekilde hanımını boşasa, Hanefi ve Şafii mezhebine göre bu geçerlidir.

Örneğin, bir kadın şaka olsun diye kocasına, “Beni boşa” derse kocası da aynı şekilde şaka olarak, “Seni boşadım” diye cevap verse boşanma meydana gelir. Çünkü o, boşamayı istemiyor ve razı değilse de, bu sözü bilerek ve isteyerek söylemiştir.

İlgili Makaleler

Konu ile ilgili Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Üç şeyin şakası da ciddisi de ciddidir; nikah, boşama ve “rici talak”ta yani yeni nikah olmadan dönülebilecek boşamada eşine dönmek.” Demek ki bir koca, şakadan da olsa hanımına boşama sözlerini kullanmamalıdır.

Bir kadını, kocasının “Seni boşadım veya boşamak istiyorum” sözü çok incitir. Koca ailesini bu şekilde şakadan da olsa incitmesin diye boşamanın şakası da ciddi kabul edilmiştir. Burada gönül ve sevgi koruma altına alınmıştır. Bir de erkek hanımını gerçekten boşadığı halde, sonradan, “Ben şakadan boşadım” diyerek bunu kötüye kullanmasın diye, şakadan boşama sözleri geçerli kabul edilmiştir.

Nikah iki dudağın arasında mı?

Bazıları İslam’da boşanma şekline itiraz ederek der ki: “Dinde kadının boşanma konusunda hiçbir yetkisi ve tercihi yok. Bu konudaki bütün yetki erkekte olup hüküm onun iki dudağı arasındadır. Erkek istediği zaman bir kadını, ‘Seni boşadım!’ cümlesiyle boşayıp bir anda evin dışına bırakabiliyor.

Bir yuva bir kelimeye kurban edilir mi?” Esasında mesele hiç de böyle değildir. Evet, dinimizde ailenin reisi erkektir; boşama yetkisi ondadır, fakat bu reis keyfince yaşayan ve boşayan biri değildir.

Aile reisi önce yüce Allah’a karşı sorumludur. Yuva ona emanet edilmiştir. Bu reis Müslüman, akıllı, buluğa ermiş, adalet sahibi; ailesine şefkat gösterecek, sahip çıkacak kadar dengeli ve bu emaneti taşıyacak durumda olmalıdır. Onun adına kimse hanımını boşama yetkisine sahip değildir.

Sadece kendisi birine boşama için vekalet verirse, o zaman ikinci şahsın hükmü geçerli olur. Bu da yine kendi tasarrufudur. Peygamber Efendimiz (s.a.v), “Boşama hakkı, kadına sahip olana aittir” buyurmuştur.

Sonra, bir yuvanın kurulması ve bozulması da bir hukuka bağlanmıştır. Bu işin sınırları yüce Allah ve Rasulü (s.a.v) tarafından belirlenmiştir. Onları çiğneyen, haddi aşan haram işler, zulüm eder, zalim olur. Zalim, tövbe etmezse hesabını yüce Allah görür.

Nikahta niyet ebedi beraberliktir

Gerekli olduğu ve şartlar zorladığı zaman usulünce boşanmaya kimse bir şey diyemez. Boşanma hakkının üç olması da olası bir hatayı gidermek içindir. Eğer bir erkek yersiz ve yanlış bir boşama yapmışsa, iş hemen bitmez, yuva tamamen dağılmaz, geri dönme hakkını kullanır, yuva devam eder.

Dinimizde, belirli bir vakitte boşanmak niyetiyle evlenmek yasaktır. Belirli bir gün veya ay için nikah kıymak haramdır. Yani günlük, gecelik, aylık şeklinde süreli bir nikah yoktur. Nikahta niyet, ebediyen bu beraberliğin devam etmesidir. Yani Müslüman bir erkek veya kadın, evlenirken ölümden sonra ahirette de eşiyle -inşallah- cennette beraber olmaya niyet eder.

Kadın boşama hakkına sahip olabilir mi?

Kadının boşanma hakkı tamamen elinden alınmış ve yolu tıkanmış değildir. Kadın şu yollarla boşanma hakkını elde eder: İlk olarak nikah esnasında veya daha sonra boşama hakkını isteyebilir. Koca da kabul ederse, kadının hakime gitmeden boşama hakkı olur. Kadın bu hakkı, eşinden alacağı mehrine sayabileceği gibi, hiç karşılıksız da alabilir.

Erkek bu hakkı, süreli veya süresiz verebilir. İkinci olarak kadın bir bedel vererek kocanın kendisini boşamasını isteyebilir. Koca kabul ederse, boşanma gerçekleşir. Üçüncü olarak da zaruri durumlarda kadın boşanmak için mahkemeye gidip hakime müracaat edebilir. Bu yol her zaman açıktır; gerektiği zaman kullanılabilir.

Kadın, yuvasındaki aşırı zulüm ve geçimsizliği ailesi ve hakemlerle çözemezse, durum hakime yani mahkemeye intikal eder. Hakim ya problemi çözer, hayat normale döner ya da usulünce nikahı fesheder. Mahkemenin boşama kararı ile boşanma gerçekleşir ve erkek bir hakkını kullanmış olur.

Şunu da hatırlatalım ki, bir kadının, sebepsiz ve yersiz bir şekilde kocasından boşanmayı istemesi tehlikelidir. Allah Rasulü (s.a.v) bu konuda kadınları şöyle uyarmıştır: “Hangi kadın bir sıkıntı içinde değilken gereksiz yere kocasından boşanmayı isterse, ona cennetin kokusu haramdır.” Aynı şekilde sırf nefsinin keyfi için hanımını boşayıp mağdur eden erkekler de lanetlenmiştir. Herkesin haline şahit olarak yüce Allah yeter.

Eğer, sabır çok tatlı bir şey olsaydı Allah elçisine sadece “Sabret” derdi. Oysa Rab Teala ona; “Sabır acıdır. Ama sen sabret” diye buyurmuştur. Salih B. Beşir El Mürri (k.s)

Dilaver SELVİ
Nikahla şaka olmaz

Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu