Geçmiş Zaman Olur ki
Çok Okunuyor

Gayb Nedir?

Gaybı, organlarımızla biliriz. Eğer burnumuz olmasaydı, kokular gayb aleminde kalacaktı. Burnumuz vasıtasıyla kokular, gayb aleminden bilinen aleme çıkmış oldu.

Gayb Nedir?

Gayb nedir; herkes gaybı bilir mi? Gayb, bilinmeyen, görülmeyen şey demektir. Çeşitleri vardır; herbirini tek tek ele alalım.

1- Mutlak gayb: Bu hususta insanların bilgisi olamaz. Bilmememiz, olmamasına delil değildir. Elektriğin; mıknatisiyetin, ruhun mahiyetini bilmeyen insan, varlığından haberdar olmadığı çok şey vardır ki, bunları bu dünyada bilmez ve bilemez, bunlara mutlak gayb denir.

2- İzafi gayb: Birine göre gayb olan bir şey, diğerine göre malum, yani bilinendir. Mucizeler, kerametler, ilmî icatlar bu cümledendir.
Bir kısım kullarına Allah, bir kısım şeyleri bildirir, onlar da bilir. Bunun için “Gaybı, Allah’tan başkası bilemez” demek yetersizdir, Allah’ın bildirdiğini, kulları da bilir ki bu, O’nun kudreti dahilindedir.

İlgili Makaleler

3- Gaybı, organlarımızla biliriz. Eğer burnumuz olmasaydı, kokular gayb aleminde kalacaktı. Burnumuz vasıtasıyla kokular, gayb aleminden bilinen aleme çıkmış oldu.

4- Beynimiz de bir organdır, o da vahiy, ilham ve icatla bir kısım gaybe şahit olur. Vahiy, peygamberlere gelirken; ilham umumidir, sanatkârlar da ileri noktalara varır. Pek çok şiir, roman, makale ilahi ilhamdır. Horozların sabah namazında ötmesi de ilhamdır.
Mucitlere bakarsak icatlarını tesadüfen bulduklarını görürüz ki, bu da ilham-ı İlahi’dir. Laboratuvar çalışmaları “fiili dua” yerine geçtiğinden, Allah, onların bu duasını kabul eder ve icatlarında başarılı olurlar. 100 sene evvel gayb aleminde olan elektronik cihazlar, bugün herkesin elinde dolaşıyor.
5- Mugayyebat-ı hamse: Bilinmeyen beş şey demektir,bunlar:
a- Kıyametin ne zaman kopacağı bilinmez fakat alametleri ile gayb aleminden, şehadet alemine (bilinen aleme) çıkar şöyle ki: Bir kısım hadisler kıyamet alametlerini 1500 sene evvel bildirmiş, bunların çoğu çıkmıştır, yani kıyamet yaklaşmıştır. Astronomiye göre güneş sistemi helezoni bir yay çizerek Vega burcuna doğru gitmektedir. Son gezegen Plüton, Vega burcunun tesirine girdiğinde güneş sistemi bozulur ve kıyamet kopar.
Alimler; güneş sisteminin hızını hesaplıyabiliyor. Eğer Plüton gezegeni ile Vega burcu arasındaki mesafeyi de öiçerlerse, kıyametin zamanını da tayin ederler.. O zamanı beklemeden bir kuyruklu yıldız da esbap aleminde bu işi yapar. Allah, bir yıldızın veya gezegenin yörüngesini saptırsa yahut infilak ettirse yine kıyamet kopar; her şey kül gibi atılır.Her şey atomlara döner, ikinci defa tekrar atomlardan bir alem kurulur, ona da Ahiret denir.
b- Yağmurun ne zaman yağacağı bilinmez. Bunun manası şudur: Üç ay sonra, şu gün ve şu saatte yağmurun yağacağı bilinmez, demektir. Yoksa alçak yüksek basınç hesaplarıyla rutubetin artmasıyla, bulutlarla, yağmur gayb aleminden şehadet alemine çıktığı için meteoroloji onu bilir. Meteoroloji gelen yağmuru haber veriyor; gelmeyen yağmuru nasıl bilecek?
c- Anne rahmindeki çocuğun istidadı, huyu, suyu bilinmez Bunu “çocuğun kız mı, erkek mi olduğu bilinmez” diye ayeti yanlış şerh etmişler.
d- İnsan yarın hayır ve şer olarak ne kazanacağını bilmez. Amma İslamiyet her zaman ölçü olmalıdır.
e- İnsanın nerede, ne zaman öleceği bilinmez.
Tabibler, ölümün alametlerini açıkça görünce hastanın ömrünü tayin edebiliyor. Alametler, olayı, alem-i gaybtan,alem-i şehadete çıkardığı için, artık o gayb; bilinmezlikten çıkmış demektir.

Kısacası: Allah’ın bildirdiği gayblar bilinir.

6- Falcılar: İskambil ve kahve falı gibi bazı şeylerden istifade edenler veya cinlerden haber alanlar, yıldız falında burçlarla yolunu aydınlatıp, yarınlarını göreceğini zannedenler, eğer haramlardan kaçmaz, helale dikkat etmezlerse, dünya ve ahiretlerini zindan ederler. Kur’an’a inanmamanın cezası, fala inanmaktır. Fala bakmak ve baktırmak reddedilmiştir.

7- Rüyalar: Herkes her çeşit rüya görebilir, bunların içinde makbul olanı sahih rüya (rüya-yı sahiha)dır. Sahih rüyalarda gaybe dair bazı şeyler bilinirken insanın imanı da kuvvetlenir. Çünkü bu rüya ile insan anlar ki başka alem var, orada her şey biliniyor ve bize de bildiriliyor. İstihare de bu cümledendir.

8- Altıncı his veya hiss-i kablel vuku ile de bazı şeyler bilinir. Teknolojide ilerleyen insan, telsiz ve telefonla bazı şeyleri bilip ve bildirirken; ilim ve ibadetle mesafe alan bazı kimseler de bazı şeyleri gönül aynasında seyredebilir. Bunun pek çok derecesi vardır.

9- Her hadise bir İlahi ikazdır, bununla murad-ı İlahîden bir nebze haberdar olurken, İslamiyet, insana bakan murad-ı İlahi’yi açıkça ortaya koyar. Bununla beraber murad-ı İlahi, külliyen bilinmez.

10- Levh-i mahfuz: Beyin, insanın Levh-i mahfuzu olduğu gibi; çekirdek ağacın; gökyüzü alemin Levh-i mahfuzudur ki Allah, yazar, siler. İlahi izinle levh-i mahfuzdan nasibi alanlar olabilir. Fakat biz onun mahiyetini dahi bilmiyoruz, ilmen bir şeyler fehmediyoruz.

11- Ehl-i keramet, bazan dağın ardını görür, bazan da önündeki taşı göremez. Keramet müminlerin imanını kuvvetlendirir, herkese nasip olmaz, zorla elde edilmez, İlahi bir lütuftur:

12-Dünyanın geleceğinden haber vermek.

Riyazüs Salihin’de 1854 nolu hadis, Fırat’ın suyunun kesileceğinden haber veriyor. Keban Barajı tamamlandığında gazeteler manşet atmıştı: “Fırat’ın suyu kesildi” diye. Bu olay din adına bana çok şey söyledi. Aynı hadiste “O zaman Müslümanlar’ın birbirini öldüreceği” belirtiliyor, 1970li yıllarda bunun da örnekleri görüldü.

Zengin fakir düşmanlığı da aynı hadisin manası içinde.
Yirminci Söz’de Said-i Nursi; “Ahirzamanda insanlar ilimde ve teknikte ileri gidecektir, insanlar bütün kuvvetini ilimden alacaktır, belagatın her çeşidi rağbet görecektir” diyerek kendinden sonraki yılları açık bir üslupla anlatıyor ve Müslümanlar’ı ilme ve tekniğe sevkederken, ibadetten ayrılmamalarını da sıkı sıkıya tenbih ediyor.

13- Yarınlarını merak eden kimseler gerçek manada İslam’a uysalar kurtulurlar. Bunun pek çok misali vardır.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu