Nasihatlerden
Çok Okunuyor

Sen ölünce ne oluyor bak

Düşün ki, seni elbiselerinden soymuşlar. Sevdiğin bütün giysilerin artık birer ölü elbisesi olmuş şuna buna verilecek. Senden bir koku sinmiştir diye saklanacak.

(Bu yazıda müzik-ses uygulaması vardır. Dinlemek isterseniz yukarıda resmin altında bulunan oynatma tuşuna basınız)

Sen ölünce ne oluyor bak..

“Her canlı ölümü tadacaktır.”
Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir.
Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o,gerçekten kurtuluşa ermiştir.

Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir. (A’li İmran /185)

Düşün ki bir gün SEN de öleceksin.Bütün sevdiklerin seni yalnız bırakacak.

İlgili Makaleler

Bir metrelik toprak evinde herkesten, her şeyden ayrı;sadece yapıp ettiklerinle baş başa kalacaksın…Unutma Şu fani Dünyadaki amellerinle ebedi bir yurdu kazanmak ya da kaybetmek şimdi senin elinde.Hele bir düşün! Elindeki fırsatın büyüklüğünü ve bunu boşa harcamakla uğrayacağın kaybını dehşetini…

Düşün ki,sevdiklerinin üzerine bir kürek toprak atmak için yarıştığı bugünde; kabrin ya cennet bahçelerinden bir bahçe,ya da cehennem çukurlarından bir çukur olacak. Unutma ki burada bir sınavdan geçmektesin! Düşün ki; omuzlarında taşıdığın iki kameraman hayatını filme almakta. Bugün yaptıkların, yarın dev bir ekrana yansıyacak.

İşte o zaman; “Aman Allah’ım! Bunlar da her şeyi kayda almışlar, büyük küçük hiç bir şeyi atlamamışlar” diye hayıflanmayasın. O filmi bütün insanlık izleyecek. Yaptığın hiçbir şey gizli kalmayacak.Hiçbir ameli yeniden işleme şansın yok,bunu unutma!

Hakikatle arana perde olabilecek aile, mal, mülk, makam gibi engellerini aş! Öldüğün günü bir düşün: Ortada duran cenaze sensin. İşte o gün, orada, o anda senin için hayat bitti. Canlı cansız bütün sevdiklerin, sahip olduğun her şey seni bıraktı.

Yakınların, seni gideceğin yere hazırlamanın telaşı ile aralarında uçup gitmiş olmanın şaşkınlığını yaşamakta.
Düşün ki, seni elbiselerinden soymuşlar. Sevdiğin bütün giysilerin artık birer ölü elbisesi olmuş şuna buna verilecek. Senden bir koku sinmiştir diye saklanacak.

Değerli takıların yüzüklerin parmaklarından alınacak.. Akıp giden zamanı gösteren saatin kolundan çıkarılacak oysa zaman yine akıp gitmekte ama sensiz. Saatinin akrebi, yelkovanı yine belirli vakitleri göstermekte, ama artık sana değil.

Senin görmeyeceğin zamanlara tırmanıyor saatin. Çok sevdiğin kimin eşyaların uğruna nice fedakârlıklara katlandığın evin, araban, mülkün birer “tereke (kalan miras)” artık. Onlar başkalarına hesabını vermek sana düşecek.

Eşin dul, çocukların yetim kalacak. Düşün ki, artık akşam senin eve gelmen beklenmeyecek. Sofralar sensiz kurulacak. Sevdiklerin, doğan her günü sensiz karşılamaya alışmanın çabasına girecekler. Sıkça tekrarladıkları söz “ölenle ölünmez ki” olacak belki de..

Artık sen, adın anıldıkça dostlarının boğazına takılan bir ilmek, yanaklarına süzülen birkaç damla yaş olacaksın sadece. Duvarlara sinen kokun, elbiselerinde kalan terin uçup gidecek. Sesinin tonu unutulacak gün geçtikçe. Boyun endamın yüz hatların, gözlerin unutulacak.

Anma toplantıları düzenlenecek senin için “filancaların filanca sene Ölen bir yakını” olacaksın zamanla. Sensiz zamanlarda koşan saatin, sensiz yıllara tırmanmaktan yorulup; eskiyince atılacak. Sağa sola dağıtılan kıymetli elbiselerin yıpranacak, paspas yapılacak.

Malın mülkün el değiştirecek. Hep gözüne bakan yakınların farklı yerlere dağılacak. Çünkü artık sen yoksun. Senin gözlerin yok. Varlığın tozlu albümlerin arasında, yılların soldurduğu resimlerde kalmış.

Yakınların hiç gelmemek üzere gittiğine iyice inanmışlar. İçinde senin olmadığın bir dünya kurmuşlar kendilerine. Düşün ki; sevdiklerin gözlerinin rengini unutmuşlar başka gözlere bakıyorlar. Sevgilerini, gülümseyişlerini sımsıcak bakışlarını onlara yöneltiyorlar.

Yıllar birbirini kovaladıkça senin için yapılan ihtifallerin (anma töreni) arası açılıyor. Başka acılar, taze ölümler girmiş araya. Şimdi, yakında yitirdiklerinin acısına alışma gayretinde yaşayanlar.

-“Bir tanem! Canım ! Ciğerim!” dediklerin, yıllar geçtikçe senin varlığını unutmuşlar.

Yıllar sonra buralarda, oralarda senin yaşadığından söz etmek insanlara masal gibi gelecek. Şu yalan Dünyada bir zamanlar seninde var olduğunun biricik kanıtı olan mezarını ziyaret eden kalmayacak. Mezarın dümdüz olacak. Başucunda beklemekten yorulan mezar taşın yıkılacak da, onu bir düzelten bulunmayacak. Çünkü sen artık kimsenin ölüsü değilsin.

Ey İnsan ! Bir gün “Unutanlar’ın” unuttuklarından bir UNUTULMUŞ olacağını unutma!. Adın unutulacak, mezar taşın yıkılacak, bir metrekarelik toprak evin sahipsiz kalacak. Ve Sen kimsenin ölüsü olmayacaksın! Dünyada adını anan kalmayacak. Kimsesizler kervanına katılmış bir yolcu adı,unutulmuşlar denizine düşmüş bir damla olarak anılacaksın sadece.

Ey İnsan! Yaşadığın her anın paha biçilmez bir hazine kıymetinde olduğunu bil! Sonsuzluk yurduna kıymetli armağanlar hazırla. Azığını tamamlayıver. Amelini kusursuzca yapmaya bak. Bu nefes bir gün bitecek. Önemli dünya hayatının ve amellerinin onun huzuruna, huzur-u Rasulullah s.a.v bütün insanlık Önünde arz olunacağının bilincine varmandır. Ve o günde yüz akıyla hesabını verebilmendir.

Rabbim cümlemizin yar ve yardımcısı olsun.  Amin Ecmain

Antika ve Porselen Tamiri | Antika Hastanesi

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu